İstanbul bıraktığım gibiydi aslında. Sadece mevsim değişmiş, tek başına kazak ısıtmaz olmuştu vücudumu.
Gündüzün yüzünü akşama çevirmeye yüz tuttuğu sıralarda; izlediğim manzara yine gülümsüyordu bana..
Yudumladığım çayı aynı garson getirmişti fakat diğer seferlere göre daha çabuktu.
En güzeli; Çayın yanında yudum yudum aldığım İstanbul ve kokusu vardı. En çok özlediğim kokuyu doyasıya içime çekmek; yaşama tekrar tekrar fakat daha güzel anılardan başlamak gibiydi.
1 yorum:
çok güzel ama.
Yorum Gönder