Köşe Yazıları

14 Mart 2012 Çarşamba



Salıncakta sallanamaz olmuşum.
Gökyüzüne ulaşmak için hızlanırken, midemin bulanması. Sımsıkı tuttuğum zincirlerin elimden kayıp düşecekmişim hissini vermesi. Durmak için ayaklarımı yere sürterken ayağımın incinmesinden, biri sallarken ya çok hızlanırsa diye korkular duymaya başlamışım.


Çocukluğumda yapmaktan en çok hoşlandığım şey artık korkutur olmuş beni.
Çocukluğumu ne zaman üstümden çıkardım ki? Ya da ne zaman kaybettim?

Haberim olmadan bir yerlerde mi bıraktım yoksa. Masumluğum, gülüşlerim ve ona eşlik eden kahkaha seslerim, istediğim zaman durdurup istediğim zaman baştan başlattığım oyunlar..

Belki kaybettiğim tek şey çocukluğum değildir. Kim bilir neleri, kimleri, hangi hisleri geçen zamanda yitirip gitmişimdir. Sadece yaşımdaki rakamların ilerleyeceğini düşünürken çocukken, şimdi ilerleyen rakamlarla omzuma binen yorgunluklarımı da anladım.
Yılların bende biriktirdikleri, aslında hayatımdan alıp gittiği şeylerin yerine geçişini şimdi anladım.

Geri dönüşü olmayan yolda ilerlerken aslında yapabileceğim en iyi şeyin anılarıma sımsıkı sarılmak olduğunu anladım.


Salıncakta sallanamaz, ip atlayamaz olabilirim ama ; Yaşanmışlıklarım ve anılarım hep benimle olacaklar.


Hiç yorum yok: