Köşe Yazıları

28 Aralık 2011 Çarşamba

Oturduğum kumlar başta ıslakmış hissi uyandırsa bile alışmıştı bedenim buna. Deniz fenerinin dönen ışığı geçen gemilere yol gösteriyordu sadece. Zihnimin içinde kısa süreli aydınlanmalar sağlıyordu.

Eskiden birlikte gelirdik buraya. Her seferinde bir önceki gelişimizde oturduğumuz yeri aradık. Ama nafile hiç bulamadık. Sadece kumsalım ortasında can kurtaranın oturduğu şu büyük iskemle civarında bir yer diye hatırlardık. Daha sık gelmemiz gerektiğini söylerdin hep. İyi ki gelmemişiz daha sık. Bu kadar anı ile zor baş ederken daha fazlasını göğüsleyemezdim.

Kibirli, soğuk ve bencil bulurduk denizi. Kimi zaman uysal, çekingen ve yalnız olan büyük taşlara acırdık, hırpalandıklarını düşünerek. Kimi noktalarda konuştururduk onları. Daha doğrusu düşüncelerimizi onlar aracılığı ile çıkartıp yanımıza koyardık. Sözcükleri evirip çevirip istediğimiz yola sokma çabamız bazen yarışa dönerdi.

Deniz feneri bize doğru yöneldiğinde kıyıya vuran ışıklar suyun üzerinde kırılırdı. Kırılıp, bizi sarıp sarmalardı her bir demeti. Bir gece yine kırılıp dağılan her bir demet bizi daha yakınlaştırmıştı. tutkulu denebilecek bedenim neye uğradığını anlamadan kollarının arasında bulmuştu kendini. Başım, benden habersiz üst rütbeli birinden emir almış gibi göğsüne yaslanmıştı. Kalp atışlarını duyan kulaklarım baştan aşağıya bedenimde ateşin dolaşmasına sebep olmuştu.

Önüme düşen uzamış kahküllerimi ellerin ile kulaklarımın arkasına atmıştın. Parmak uçlarının boynumdan çeneme gelişine hiçbir tepki verememiştim. Öylece durup neler olacağını bekliyordum. Sanki orada bunları yaşayan ben değilmiş gibiydim. Karşıdan izleyen seyirciden bir farkım yoktu. Çenemi hafifçe kaldırıp gözlerime baktığın an söylediğin şeyleri hatırlamıyorum. O an sadece gözlerinin derinliklerine dalmış, kulaklarıma vurup giden titreşimler önemli değildi. Dudaklarıma dokunduğun an bitmişti her şey. Geriye yavaş yavaş silinmeye başlayan o sıcaklık kaldı aklımda.

Biteceğini ikimiz de biliyorduk yaşananlardan sonra. Hiç yaşanmasaydı, şuan yanımda olurdun ve aynı manzaraya farklı renk gözlerle bakardık diyorum. Kimi zaman ise yaşanmış olanların güzelliği tüm bedenimi sarıyor ben fark etmeden.

Şimdi hiçbir şeyi değiştirmeden o zamana dönsek yine yaşanır mıydı tüm bunlar? Yahut şimdi başka bir dahilde veya evinde, dışarıda beni düşünüyor musun?

Hiç yorum yok: