Köşe Yazıları

9 Şubat 2012 Perşembe

'Gitmek' sözcüğü geç kalmıştı bize.
Gitmem gerek çünkü; bunun olması gerektiğini biliyorum.
Gitmem gerek çünkü; gittiğim zaman başta üzülsen de sonradan mutlu olacaksın.
Gitmem gerek çünkü; kendimi tanıyorum. Sana tapacak kadar sevemedim seni.
Sen; ilgimi çektin, seni istedim, benim olmanı istedim evet. Ama sana tapamazdım. Tapamayacağım için zaten bir gün çekip gidecektim.
Gitmem gerek çünkü; Sen benim için hayatını değiştirirken, ben değişmeyecektim. Aksine hep senden bekleyip sömürecektim bir gün gidene kadar.
Senin kadar olmasa da belli etmeye çalıştım duygularımı. Zaten ben belli edemezdim ki, elimden geleni yaptım. Ne kadarını gördün bilmiyorum ama; hislerin, hislerim olmuştu.
Belki.. Belki baştan farklı davransaydım daha çok benim olur, daha çok sana ait hissederdim kendimi. Ama olmadı. Şimdi pişman olmak için geç, çünkü gitmem gerek.
Geçmiş zaten geçti ve gitti.
İyi ki tanıdım seni. İyi ki yazılar yazdım sana.
Sözcükler ile seni harmanlamak güzeldi. Sözcüklerde hiç duymadığım kokunu, hiç bilmediğim tadını bulmak; seni yaşamak gibiydi.
Kendine iyi bak demiyorum. Çekip giden birinin ağzına bunlar yakışmıyor, biliyorum.
Şimdi özür dilemenin de bir anlamı yok. Yaptıkların ve yaptıklarım zaten bilerek ve isteyerek idi.

Hiç yorum yok: